Sayfa İçeriği
Kıl dönmesi tıpta pilonidal sinüs olarak isimlendirilir. Kıl dönmesi çeşitleri bu makalemizde bilimsel kaynaklar ele alınarak hazırlanmıştır.
Kıl Dönmesi Türleri Nelerdir?
Pilonidal sinüs çeşitleri çok fazla değildir. Göbekte %1 oranında görülmekte olan rahatsızlık, kuyruk sokumu bölgesinde %99 oranında görülmektedir. Sıklıkla bacaklarda görülen batık ile karıştırılmaktadır. Batık çok farklı bir konu olduğu gibi tedavisi de farklıdır ayrıca tüy olan her yerde batık meydana gelebilmektedir. Özellikle bacaklar ve kasıklarda daha çok sorun yaratır.
Göbekte Kıl dönmesi
Oluşum şekli kuyruk sokumunda görülen ile yaklaşık aynıdır. Bölge ve bölgenin yukarı kısımlardan dökülen kıllar göbek çukuruna girer. Göbeğin derinlerine giren kıllar ve diğer pislikler temizlenemez ve yıkanırken içerde ıslanır, deri döküntülerini protein yapısında olması sebebiyle mikrop gelişir.
Göbekte Kıl Dönmesi Tedavisi
Genellikle derin temizlik yeterli olmakta, ameliyata ihtiyaç duyulmamaktadır. Seyrek olarak apse gelişebilir, bu durumda boşaltılması gerekir.
Vücut içinden çıkan sakal, tüy ya da kıllar yön değiştirip içeri doğru uzama gösterdiğinde ortaya çıkan problem batıktır. Bu vaka çoğu zaman pilonidal sinüs ile karıştırılır fakat aynı değildir. Çok farklı rahatsızlıklardır.
Koltuk Altında Kıl Dönmesi
Çok nadir görülen bir bölgedir. Koltuk altına bir şekilde ulaşan kıl, tüy ve elbize tozu gibi yabancı maddeler kişi kolunu oynattıkça sürtünerek cilt altına giriş yaparlar ve burada birikirler. Vücut yabancı maddelerin girişini tespit ettiğinde savunmak için etrafını kapsülle sarar.
Kapsül herhangi bir zarar görmediği sürece hiç bir belirti görünmeyebilir ancak hasar alarak zedelendiğinde vücut yabancı maddelerle tekrar karşılaşır ve bu sefer yok etmek amacıyla bir sıvı salgılar. Sıvı vücuttan dışarı çıkamadığı için apse meydana gelerek, kişinin rahatsız olmasına sebebiyet verir.
Koltuk Altı Kıl Dönmesi Tedavisi
Apse oluşup şikayetlere maruz bıraktıktan sonra koltuk altına uygulanacak bölgesel uyuşturma ile küçük bir kesi yapılarak kapsül tamamen çıkarılır ve gizli dikişle dikilir. Küçük bir kesi uygulanacağı için rahatsız edici bir görünüme neden olmaz. Koltuk altı fazla terleyen bir bölge olan koltuk altı mikrop kapmaması için gizli dikiş tercih edilmektedir.
Kıl Dönmesi Dereceleri
Kalçaların arasından geçen orta hat ve uzanırken kalçaların birbirine değdiği alan ile deliklerin ilişkisine göre sınıflandırır.
Tip I: Asemptomatik delikler vardır. Bu hastalarda daha önce ne akıntı ne de apse öyküsü bulunur. Delikler sadece orta hatta yer alırlar.
Biz bu hastalara iyi kişisel hijyen (sık banyo, temiz ve pamuklu iç çamaşırı, geniş ve rahat pantolon ile uzun süreli oturmaktan kaçınma) ve lokal kıl temizliği önerilir. Zahmetsiz tedavi için uygun bir dönemdir.
Tip II: Yeni kıl dönmesi apsesi gelişmiş olgulardır. Bu apseler mutlaka orta hattın dışında, kenardan bir insizyon ile drene edilmeli ve mümkün olursa içerisindeki kıllar temizlemeye çalışılmalıdır. Tedaviye sık pansuman ve oral antibiotiklerle tedavi edilir. Apse düzeldikten sonra cerrahi tedavi yapılır.
Tip III: Daha önceden apse denajı ya da akıntı öyküsü olan deliklerin orta hatta yakın olduğunu ifade eder. Tercihen mikro sinüsektomi veya diğer çağdaş yöntemler uygulanır. Bazen bu hastalarda bir sinüs ağzında kronik inflamasyon ve akıntı olabilir.
Bu akıntı tedaviye engel değildir ancak ayrıca iltihap bulguları varsa bu hastalarda önce iltihabın tedavisinin yapılması daha sonra semptomların yatışmasını takiben Bascom girişimi yapılması başarıyla uygulanmakta olan bir yöntemdir.
Tip IV: Bir ya da daha çok sinüs ağzının naviküler bölge sınırları dışında olduğu olgulardır. Bu hastaların öyküsünde birçok kez apse oluşumu, drenaj ve akıntı atağı vardır. Yine bu hastalarda bazı sinüs ağızlarında aktif inflamasyon olabilir.
Tedavi bu durumda iki aşamalı girişimdir. Eğer inflamasyon yoksa tek seansta Bascom prosedürü ve lateral ağızların ayrı eliptik insizyonlarla çıkarılması ve primer kapatılması önerilir.
Tip V: Pilonidal sinüs cerrahisi sonrası tekrar gelişmiş olgulardır. Önceki girişimin başarısızlığının en büyük nedeni hastanın naviküler bölge genişliğinin doğru tayin edilememesine bağlı olarak zamanla intergluteal sulkusun tekrar oluşmasıdır.
Bu bakımdan ilk girişimde naviküler bölge sınırlarının doğru saptanıp lateralizasyonun ve sulkus düzleştirilmesinin hastanın anatomisine uygun şekilde yapılması gerekir. Biz önceki girişim ne olursa olsun bu olgularda mikro sinüsektomi veya eğer ileriyse Karydakis flebini uyguluyoruz.
Ancak nüks bazen başarılı bir sulkus düzleştirmesi sağlanmışken de genelde orta hatta, katlantı yerlerine uyan noktalarda tek bir pit olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda sadece pit eksizyonu yeterli olabileceğinden öncelikle pit picking denenmesi önerilir.
Hastalık görülen kuyruk sokumu ve göbekte kıllar dışarıdan gelip doku içine girer batıkta ise o bölgedeki kılın yönü değişip doku içine doğru büyür yani pilonidal sinüsde canlı köke rastlanmazken batıkta büyüyen canlı kök vardır.
Pilonidal sinüs tedavisinde deri altında var olan yumağın uzaklaştırılması yeterliyken batık tedavisinde kökünde yakılarak yok edilmesi gerekir.
Yazan
Op. Dr. Atilla Kaya / Genel Cerrahi Uzmanı
Kaynak
https://jamanetwork.com/journals/jamasurgery/article-abstract/596017
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Op. Dr. Adil ALTINSOY 1993 yılından bu yana genel cerrahi uzmanı olarak hizmet vermektedir. Kıl dönmesi, hemoroid ve anal fissür gibi makat hastalıkları yanı sıra nasır, siğil ve ben tedavileri uygulamaktadır.